Osmanlı'da Şal Dokuma Sanatı
Şal: Tiftik keçisi yününden dokunmuş ve çubuklar arasında resmedilmiş çiçek motifleri ile özellikle badem şekilli motifleri kendine has güzellikte yünlü bir kumaştır. İpek karıştırılarak da dokunmuştur. Çubukların incelik ve kalınlığına, renklerine, badem şekilli çiçek motiflerinin kompozisyonlarına göre de şallar “anberser”, “göbekli”, “rizâî”, “potalı”, “valide şalı” gibi isimler almışsa da daha çok dokundukları yere göre aldıkları isimlerle gruplandırılmaktadır. Nebâti boyalarla boyanan şalların renklerini asırlar boyunca koruduğu ve kumaş olarak da kolay eskimediği görülmektedir. Şal taklidi dokunmuş kumaşlara “Şalâki” dendiği gibi yine tiftik yapağıdan dokunmuş ancak deseni şala benzemeyen kumaşlara da “Şali” denmektedir. Şalın, kaftandan kavuk sargısına, kuşağa, seccadeden yatak örtüsü, perde, bohça ve yorgan yapımına kadar geniş bir kullanım alanı bulunmaktadır.
Türk ipeklileri, güç ideolojisini yansıtır ve gücün Osmanlı İmparatorluğu’nun içinde ve dışında izdüşümünü kolaylaştırırdı. Diplomatik ilişkilerde, hediye olarak kullanımlarıyla, Osmanlı İmparatorluğu’nun kudretini yabancılara simgeleme görevini üstlenen kumaşlar, bu büyük imparatorluğun içinde sanatsal fikirleri iletmede önemli bir anlatım yöntemi olarak kullanılırlar ve ekonominin temel taşlarından birini oluştururlardı. İpek kumaşlar, Osmanlı törenlerinde ve yüksek sınıf kültüründe, sosyal konum belirleyicisi olarak önemli bir yere sahipti. Bazen devlet görevlilerinin maaşlarının bir kısmını da oluştururdu. İpek kumaş üretimi, Osmanlı İmparatorluğu için çok önemliydi, en yetenekli sanatçıların çoğu kumaş desencileri olarak çalışırlardı. Erken dönemlerden itibaren ipek, folklorik olarak zevk ve zenginlikle ilişkilendirilirdi.
Hiç yorum yok