İpek Lifi ve İpekböceği | KumasBilgi.com

İpek Lifi ve İpekböceği



M.Ö. 2000 yıllarında farkedilen ipekböceğinin kozası ve lifleri; yumuşaklığı ve parlaklığı sayesinde aranan bir lif haline gelmiştir. İpek böceğinin anavatanı Çin'dir. M.S. 419 yılına kadar bu lif; Çin'de sır gibi saklanmış ilerleyen yıllarda batıya taşınmıştır. M.S. 552 yılında da Bizans imparatorluğuna gelmiştir. İpek böceği yetiştiriciliği genellikle: Marmara, Akdeniz, İç Anadolu'da yaygındır. İpek böceğinin yetiştirildiği önemli ülkeler: Çin, Hindistan ve Brezilya'dır.

İPEK BÖCEĞİ

Yumurta Evresi

  • Yaklaşık 400-450 tohum bırakılıyor.
  • % 85 neme sahip 24 °C de bırakılıyor.
  • 10-20 gün içerisinde tırtıllar çıkar.

Tırtıl (larva) Evresi

  • Nisan mayıs aylarında başlıyor
  • Kuluçka evresi 2-3 gün 20-25 °C lik sıcaklıkta bırakılıyor.
  • 2-3 gün geçtikten sonra yaklaşık 3 mm uzunluğunda ve 5 mg ağırlığında tırtıllar çıkıyor.
  • Tırtıllar yumurtadan çıktıktan sonra 25-30 gün sonra diğer döneme geçer.
  • Yaş adı verilen 5 evreden ve uyku adı verilen 4 evreden geçer.
  • 5 yaşın sonunda yumurtadan çıktığı ilk ağırlığının 8000-10000 katı kadar artıyor ve rengi şefaflaşıyor.

Krizalit (pupa) Evresi

  • Vücutlarında birikmiş olan proteini lif olarak dışarıya veriyorlar. 
  • Etrafında oluşturduğu kılıfa koza denir. 
  • Bunu yaptıktan 4-5 gün sonra metamorfoza uğrayıp krizalit (pupa) oluşturuyor. 
  • Bu dönem 14-18 gün sürüyor. 

Kelebek Evresi

  • Krizalit evresi sona erdikten sonra 15-20 krizalit kelebeğe dönüşüyor. 
  • Dişi kelebek erkek kelebekle çiftleşiyor. 
  • Çiftleşmenin hemen sonrasında erkek kelebek ölüyor. 
  • Dişi kelebekte yumurtalarını bırakıp ölüyor. 
  • Bu işlem bir gün içerisinde gerçekleşiyor. 

İPEK BÖCEĞİNİN SINIFLANDIRILMASI

1) Coğrafi orijine göre

a) Japon çeşidi:

  • Larvası işaretli, 
  • Hastalıklara dayanıklı, 
  • Beslenme süresi uzun, 
  • Kozası beyaz, yerfıstığı şeklinde, 
  • Lifleri kalın, 

b) Çin çeşidi:

  • Larvası işaretsiz, 
  • Beslenme süresi kısa, 
  • Kozası beyaz, altın sarısı veya açık yeşil, küremsi şekilde, 
  • Lifleri normal incelikte, 

c) Avrupa çeşidi:

  • Larvası işaretsiz, 
  • Beslenme süresi uzun, 
  • Kozası beyaz veya ten renginde, oval şeklinde, 

d) Tropikal çeşidi:

  • Larvası işaretsiz, 
  • Hastalıklara dayanıklı, 
  • Beslenme süresi kısa, 
  • Kozası beyaz, sarı veya yeşil, iğ şeklinde, 
  • Lifleri ince, 

2) Voltinizme göre:

a) Univoltin: Yılda tek çeşit nesil verir. İlkbaharda ve ılık bölgelerde yetişir.
b) Bivoltin: Yılda iki nesil verir. İlkbahar ve sonbaharda yetiştirilir
c) Polivoltin: Yılda çok sayıda nesil verir. Tropikal ve substropikal bölgelerde yetiştirilir.


3) Moltinizme göre:

  • 2 uykulu, 
  • 3 uykulu, 
  • 4 uykulu, 
  • 5 uykulu, 
  • 6 uykulu, 

KOZA SINIFLANDIRILMASI

  • Damızlık koza: içindeki krizalitin kelebek haline dönüşerek yumurta bırakmasına izin verilen koza, 
  • Ticari koza: Ticari değeri yüksek ve aranan koza, 
  • Ala koza: kaliteli, ipek çekimine uygun koza, 
  • Çifte koza: iki larvanın birlikte ürdüğü koza, 
  • Hatalı (çipez) koza: ipek çekimine elverişli olmayan koza, 
  • Ezik koza: askıda, ambalajlamada veya taşımada ezilmiş koza, 
  • Dışı lekeli koza: askıda diğer böceklerin salgısıyla, 
  • İçi lekeli koza: hastalıklı larvanın ördüğü koza, 
  • Ölü krizalitli koza: krizaliti ölmüş koza, 
  • Kireçli koza: krizaliti kireç hastalığından ölmüş koza, 
  • Kükürtlü koza: Karbondioksit gazı bulaşmış koza, 
  • Küflü koza: fazla rutubetli yerde bulunan ve iyi kurutulmamış koza, 
  • Delik koza: kelebeği tarafından veya başka sebeple delinmiş koza, 
  • Şekilsiz koza: ırkına has şekil göstermeyen koza 
  • Saten koza: örgüsü seyrek, yüzeyi yumuşak koza. 

KOZA ÖZELLİKLERİ


Koza Yapısı: Koza pamuğu, koza gömleği, çıkarılmış deri gömleği, krizalit.
Koza rengi: Beyaz, sarı, sarı-yeşil, pembe, pembe-yeşil.
Koza şekli: Yer fıstığı (Japon ırkları), oval (Avrupa ırkları), küre (çin ırkları), iğ (tropikal ırklar).


KRİZALİTLERİN ÖLDÜRÜLMESİ

Bu yöntemler sırasıyla: Güneş ışığında öldürme, Buharda öldürme, Sıcak havada öldürme, Soğuk havada öldürme, Radyo dalgaları ile öldürme, Kızıl ötesi ışınları ile öldürme, Kimyasal maddelerle öldürme.

Güneş ışığında öldürme: Hasat edilen kozalar düz bir zemin üzerine ince bir tabaka halinde serilerek güneş ışığının etkisi altında bırakılır. Bu yöntem hem ekonomik olması bakımından hemde krizalit öldürme ve koza kurutma birlikte gerçekleştirildiğinden pratikte çok uygulanan basit bir yöntemdir. Ancak fazla güneş ışığının etkisinde kalan kozalarda ipeğin mukavemeti düşer ve çekebilme kabiliyeti azalır. Dolayısıyla ipek artığı fazlalaşır. Bu nedenle kozalar gereğinden fazla güneş ışığında bırakılmamalıdır.

Buharda öldürme: Bu yöntemde krizalit ölünceye kadar belirli bir süre sıcak su buharının etkisinde bırakılır. İşletmenin şekline veya koza miktarına göre bu işlem ya kaplarda yada özel odalarda gerçekleştirilir. Fazla miktarda koza işleyen işletmelerde kozalar, içinden buhar geçirilen üzeri delikli borularla donatılmış odalarda tutularak boğulur. Partiler halinde gelen kozalar 70-80 ºC’deki buharda 15-20 dakikada boğulmuş olur. Ülkemizde en çok uygulanan yöntem budur. Bu odalara 'mihnak' işleme de 'mihnaklama' denir.

Sıcak havada öldürme: Bu yöntem sıcak kuru hava verilerek yapılır. Kozaların 80-90 ºC’deki odalarda 15 dakika kalması yeterlidir.

Soğuk havada öldürme: Kozaların soğuk havada bırakılarak krizalitinin öldürülmesi -10 ºC’de 6 saat veya -12 ºC’de 4 saat bırakılması ile gerçekleştirilir. Maliyeti daha yüksek olduğu ve iyi bir çekim kazancı sağlamadığı için pek uygulanmamaktadır.

Radyo dalgaları ile öldürme: Kozalar 3-10 m dalga uzunluğunda, yüksek frekanslı ışınlara maruz bırakıldığında krizalit 2-3 dakikada ölmektedir. Maliyeti yüksek olduğu için geniş uygulama alanı bulamamıştır.

Kızıl ötesi ışınlarla öldürme: Bu yöntemde kızıl ötesi, yani 800 nm’den daha uzun dalga boyuna sahip ışınlar kullanılır. Maliyeti yüksek olduğu için pek uygulanmamaktadır.

Kimyasal maddelerle öldürme: Sülfürdioksit, sülfürlenmiş hidrojen gibi gazlar veya karbon disülfit, kloropikrin metil bromit gibi sıvılar kullanılır. Fakat bazılarının ipeğe zarar vermesi bazılarının ise zehirli veya tutuşucu karakter taşıması nedeniyle pek uygulanmamaktadır.

Koza kurutma:

Krizalitler öldürüldükten sonra kozalar kurutulmak için bekletilir. Koza kurutma krizalitin kelebek haline dönüşerek kozayı delmesini önleyeceği gibi kozanın nemini uzaklaştırmak, kozayı mikroorganizmaların etkisinden korumak ve uzun süre depolanabilmesini sağlamak amacıyla yapılır. Koza kurutma işlemi doğrudan yapılabildiği gibi dolaylı yoldanda yapılabilir. Doğrudan kurutma yönteminde krizalitin öldürülmesi ve kozanın kurutulması aynı anda gerçekleştirilir. Sıcak havada öldürme böyle bir yöntemdir. Dolaylı yöntemde ise krizalit öldürülür daha sonra kurutma işlemine alınır.


İpek Çekimi (Filatür)

İpek çekimi, istenilen kalınlıkta ipek elde etmek için belli sayıdaki kozanın ucunu bulduktan sonra ipek liflerinin bir araya getirilerek sarılmasıdır. Bu işleme filatür de denir. Çekim sonunda elde edilen ipek ham ipektir. Küçük işletmelerde ipek çekimi için çıkrıklar kullanılırken, daha büyük işletmelerde çok uçlu otomatik ipek çekimi makineleri kullanılmaktadır. Ham ipek liflerinde fibroinin etrafını saran serisin, daha mat görünüme ve gevrek bir tutuma sahip olduğundan, ham ipek lifleri, yalnız fibroinden oluşan lifler kadar güzel bir parlaklık ve tutuma sahip değildirler. Bu nedenle istenilen özelliklere ve kullanım amacına uygun olarak serisin kısmen ya da tamamen uzaklaştırılır veya sert tutumlu iplikler için serisin uzaklaştırılmayarak daha da sertleştirilebilir. Kozalardan kesiksiz lif olarak çekilemeyen ipek kısmı ile hatalı ve delik kozalardaki ipek lifleri, kesikli ipek lifleri şeklinde kazanılarak kamgarn iplikçiliğine benzeyen yöntemlerle iplik haline getirilir.


İpek Artıklarının Değerlendirilmesi

Kozalardaki ipeğin tümü kesiksiz olarak çekilememektedir. Kozadan ipek çekimine başlarken, uç bulma sırasında elde edilen yan ürüne kamçıbaşı denir. Ayrıca ipek çekimi sırasında; ipeğini zor veren, sık sık kopan, diğer kozalardan ayrılarak çekim banyosunun dibine çöken kozalara da tavadibi denir. İşte lif çekilemeyen hatalı kozalar ile kamçıbaşı ve tavadibindeki ipek kısımlara ipek artığı (deşe ipek) denir. İpek artıkları veya deşe ipek, kozadan devamlı olarak çekilemeyen ipliklerdir ve kısa lif iplikçiliğinde olduğu gibi eğrilerek iplik yapılır. Bu şekilde elde edilen ipek ipliğine şap veya floret denir. Şap ipeğinden iplik yapmak için taranması sırasında elde edilen döküntülerden yapılan ipliğe ise buret denir. Genel olarak ipek artıkları; koza artıkları, şap ipeği, çekim artıkları, kamçıbaşı, tavadibi, büküm ve dokuma artıklarıdır.


İPEK LİFLERİNİN FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ

İpeğin Uzunluğu: Bir lifin tamamı çekilememekte yani elde edilememektedir. O nedenle ipekte uzunluk denildiğinde çekilebilen lif uzunluğu akla gelir, bu da ipek böceğinin ırkına, beslenmesine, bakım şartlarına ve beslenme mevsimine göre değişir. Buna göre çekilebilen lif uzunluğu 700-1300 metre arasında, ortalama 800-1200 metredir. İpek artıklarından elde edilen lif uzunlukları bu uzunluklara dahil değildir. İpekten çekilebilecek lif uzunluğunun bilinmesi ipek miktarının saptanması ve koza özelliklerinin belirlenmesi açısından önemlidir.


İpeğin İnceliği: Lif inceliği, yapılacak ipliğin dolayısıyla ürünün inceliğini etkileyeceği için önemli fiziksel özelliklerdendir. Ayrıca istenen incelikte ham ipek elde edilebilmesi bakımından gerekli koza sayısının saptanmasında önemlidir. İpekte incelik numara, d/tex, mikron ile ifade edilse de daha çok denye ile gösterilir. Bu husus 1903 yılında kabul edilmiştir. Son zamanlarda dtex olarak gösterilmeye başlanmıştır. Larvanın ağzından çıkan iki filament halinde çıkan serisinle birleştirilmiş olan ipeğin inceliği 2.5-3 denye, tek filamentin ise 1-1.5 denyedir. İncelik ipek böceğinin ırkına, bakım, beslenme ve üretim mevsimine göre değiştiği gibi, lif uzunluğu boyuncada aynı değildir. Bu nedenle ipekte lif inceliği ortalama değeri ifade eder.

İpeğin Mukavemet ve Uzama Yüzdesi: İpekte mukavemet kopma uzunluğu olarak elde edildiği gibi kopma anında 1 denyesine düşen ağırlık yani g/denye olarak veya CN/dtex olarakta ifade edilir. Ham ipek değişik sayılarda filamentlerden oluştuğundan g/denye veya CN/dtex ifadeleri daha doğrudur. Lif mukavemeti genellikle 3-4 g/denye kadardır. Bu özellikte ipek böceğinin ırkına, bakım ve beslenmesine, yetiştiği mevsime göre değişir. Ayrıca kozanın dış kısmından iç kısmına doğru gidildikçe mukavemet artar. İpeğin kopma anındaki uzama yüzdesi %15-20 arasındadır. Kozanın dış kısmından iç kısmına doğru uzama yüzdesi düşer. Yani mukavemetle ters orantılıdır.


Neme Karşı Davranış: İpekte yüksek nem çekme özelliği görülmektedir. Kristalizasyonu nedeniyle ortalama % 30 düzeyinde çekebilir. Hidrofob grup barındırmamasından dolayı hızlı bir şekilde nem çekebilir. İpek lifleri tam su çektiklerinde % 15-20 enine; % 1-2 boyuna şişme gösterirler.

Isıya Karşı Davranış: İpek yüksek sıcaklığa karşı hassastır. Yapısındaki kimyasal bağlar 100 ºC üstünde kopmaya başlar.

Yoğunluk: İpeğin yoğunluğu 1.30-1.37 gr/cm³ aralığındadır.

Esneme Miktarı: İpekli kumaşlar formunu iyi korur ve az kırışır. Bu özellik saf ve boyanmış ipekler için geçerlidir. Büyük oranda ağırlaştırıcı madde içeren ve kesik elyaftan dokunmuş kumaşlar daha az esnektir. İpek liflerinin yün liflerine göre kopma dayanımı yüksektir. Koparılmaksızın %10-30 gerilebilir. Ancak yüne göre esneme miktarı düşüktür.


İPEK LİFİNİN KİMYASAL YAPISI VE KİMYASAL MADDELERİN İPEĞE ETKİSİ

İpek Liflerinin Kimyasal Yapısı

Ham ipeğin yapısında; fibroin, serisin, su, vaks ve anorganik bazı yapılar bulunmaktadır. Fibroin ve serisin ipeği oluşturan temel proteinlerdir. Fibroin proteinin yapısında bulunan aminoasitler: glisin, alanin, serin, tirosin, aspartik asit ve glutamik asit. Serisini oluşturan aminoasitler: Glisin, alanin, serin, tironin, aspartik asit, glutamik asit, arginin, tirosin. İpeğin iki salgının birleşmesiyle tek tel halinde çıkması sonucu olarak bir ipek lifi farklı iki proteinden oluşmuştur: fibroin ve serisin. Serisin denilen yumurta akı maddesi 2 adet fibroin lifinin etrafını sarmakta ve lif bunlardan oluşmaktadır. Ham ipek liflerinde bulunan yağ, mum, boyarmadde ve anorganik maddelerin tamamına yakını serisinde bulunur. Serisini uzaklaştırılan lifler, hem bu yabancı maddelerden arınmış hem de parlak ve yumuşak bir tutum kazanmış olur. Serisin ve fibroin kısımları arasındaki en önemli farklılık serisin kısmının amorf yapısına karşılık, fibroinde kristalin yapının ağırlık kazanmasıdır. İpek salgı ürünü bir protein olup, peptid bağları ile bağlanmış amino karboksilli asitlerin kompleks bileşiklerinden oluşmuştur. Fibroin makro moleküllerinde bulunan diamino-monokarboksilli asitlerin ve monoamino-dikarboksilli asitlerin varlığı yüzünden, ipek lifleri serbest bazik amino gruplar kadar, karboksilli asit grupları da içerir. Bunun sonucu olarak, ipek lifleri daha önce de belirtildiği gibi amfoterik karaktere sahip olup, asit ve bazların her ikisi ile de birleşebilir. Dissosiye olmuş bir durumda, ipek fibroininde negatif yüklü karboksil iyonları ve pozitif yüklü amonyum iyonları mevcuttur. İsoiyonik nokta (pH 5) ya da isoiyonik bölgede (pH 4.1-5) her iki grup da aynı miktarda bulunur. Bu bölgede, çift iç tuz yapısı nedeniyle maksimum stabilitededir. Şişme kabiliyeti ve kimyasal reaktivite minimumdur.


Suyun ipek liflerine etkisi

İpek lifleri oldukça hidrofil bir yapıya sahiptir. Kolayca ıslanır. Yüksek absorbe yeteneği nedeniyle sert sularla yapılan işlemlerde çok çabuk sertleşir. Serisini uzaklaştırılmış ipek lifleri, %100 relatif nem içeren ortamda % 30-35, % 65 relatif nem içeren ortamda % 11 nem içerir. Yaş kopma dayanımı, kuru kopma dayanımından daha düşüktür.

Asitlerin ipek liflerine etkisi

Genel olarak ipek lifleri asitlere karşı nispeten yüksek bir dayanıklılığa sahiptir. Ancak bu dayanım yüne nazaran çok kısıtlıdır. Sülfürik asit, hidroklorik asit gibi anorganik asitlerin derişik çözeltileri, ipek liflerinin hidrolize olarak çözünmesine yol açmaktadır. Organik asitler çok derişik olmadıkları takdirde, soğukta ipek liflerine zarar vermemektedir.

Tuzların ipek liflerine etkisi

İpek tuz çözeltilerinde, tuzları kolaylıkla absorbe eder ve şişer. Metalik tuzları absorbe etmesi ipeğin ağırlaştırılması (şarjı) açısından önemlidir. Alüminyum, demir, kalay tuzları ipeğin sağlamlığını azaltır. Sodyum klorür gibi diğer birçok tuz, çözelti halinde ipek liflerine etki etmezler. Fakat, lif üzerinde kurudukları zaman, uzun süre depolanması halinde life zarar verirler.

Yükseltgen maddelerin ipek liflerine etkisi

Sodyum hipokloritin ipeğe önemli ölçüde zarar vermesi nedeniyle, ipek liflerinin ağartılmasında hidrojen peroksit daha yaygındır.

Isının ipek liflerine etkisi

İpek lifleri, ısıya karşı kimyasal davranış bakımından yüne benzemekle birlikte, yüksek sıcaklıklarda, yapısı bozulmadan, yünden daha fazla dayanır. 140 C°’ye kadar ısıtıldığında etkilenmez. Bu sıcaklığın üzerinde kısa sürelerle durması ipeğe pek zarar vermezken, süre uzadıkça renk bozulur ve liflerin dayanımı düşer. 170-175 C°’de ipek çok çabuk dekompoze olur.

Işığın ipek liflerine etkisi

Güneş ışınlarının ipek liflerine uzun süreli etkisi dayanımının büyük ölçüde düşmesine yol açar. Bu düşme bakır, demir iyonları ve anorganik asitlerin (özellikle hidroklorik asit) varlığında çok hızlıdır.


Ham İpek Standardizasyonu

Dünyada ham ipek üretiminin ve ticaretinin genişlemesi ile üretici daha iyi ipek üretmek, tüketicide arzu ettiği kalitede ipek bulabilmek amacı ile ürünlerini test etmeyi ve buna bağlı olarakta standardize etme gereği duymuştur. 2. Dünya savaşından sonra kurulan Uluslararası İpek Birliği (ISA) önemini kaybeden eski kalite özelliklerinin yerini alacak standartların uluslararası sınıflandırılmasını üstlenmiştir. Böylece bugün ülkemiz de dahil pek çok ülke tarafından benimsenen ve uygulanan standartlar meydana gelmiştir. Ancak yöntem ve prensiplerde farklılık olmayan bu standartlar ülkelerin özel koşul ve gereksinimlerine göre değişikliklere uğrayabilmektedir. Ülkemizde ham ipeğin sınıflandırılması ve derecelendirilmesi ile ilgili standartlar 1978 yılında Türk Standartları Enstitüsü tarafından TS. 3270 standart numarası ile hazırlanarak yayımlanmıştır. Türkiye’de üretilen ham ipek önce inceliklerine (denye) göre gruplara, sonra da özelliklerine göre derecelere ayrılırlar. Ülkemizde ham ipeğin standartlara uygunluğu TS. 3270 de belirtilen ölçme, tartma ve duyusal incelemelerle sağlanır. Malın standartlara uygunluğu saptandığında Türk standartlarının uygulaması hakkındaki tüzük hükümleri uyarınca kontrol (denetleme) belgesi verilir.


İPEK LİFİNİN KULLANIM ALANLARI , DÜNYADA VE TÜRKİYEDE ÜRETİMİ

Kullanım Alanları

İpek inceliği, parlaklığı ve yumuşaklığıyla zarif kumaşların dokumasında kullanılır. Değerli giyim eşyaları özellikle bayan üst giysi ve çamaşırlarında, eşarp ve şallarda; erkek gömlek, kravat gibi giyim eşyalarında ipekli kumaşlar ilk akla gelen kumaşlardır. Ham ipek tüketiminde ilk sırayı alan ve ipekli dokuma sanayide ileri seviyede olan Japonya’nın geleneksel giysisi olan 'kimono' ipek kumaştandır. Yılda ortalama 20 milyon kg civarında ham ipek tüketirler. İtalya’da iplik üreticileri, ipek ile tiftik karışımı iplikler yaparak lüks lifler kullanımında öncülük yapmaktadırlar. Ülkemizde üretilen ham ipek, ipekli kumaş ve ipek halı üretiminde ayrıca tekstil sanayimizin çeşitli dallarında kullanılmaktadır. Ödemiş yöresine özgü ipekli dokumalardan biri olan 'bürümcük' üst giysi ve iç çamaşırlık olarak kullanılmaktadır.


Dünya’da İpek Üretimi

İpek böcekçiliği Asya, Orta Doğu ve Avrupa’da yaklaşık 30 ülkede yapılmaktadır. Yaş koza ve ham ipek üretimi ile tüketiminde geçmişte olduğu gibi, bugün de ipek böceğinin anavatanı olan Uzakdoğu ülkeleri gelmektedir. Üretimde ön sıraları alan Uzakdoğu ve diğer Asya ülkeleri Çin Halk Cumhuriyeti, Japonya, Hindistan, Güney Kore, Rusya ve Kuzey Kore olarak sıralanmaktadır. Japonya hem en büyük yaş koza ve ham ipek üreticilerinden biri, hem de en büyük ipek alıcı ve tüketici ülke durumunu muhafaza etmektedir. Dünya nüfusundaki artış, doğal liflerden yapılan tekstil maddelerine doğru yönelme, tüketimi arttırmakta ve dolayısıyla ipek ve ipek ürünlerine olan talep artmaktadır. İpek lifleri miktarı dünya lif üretimi yüzdesi içinde küçük bir miktar olmasına rağmen, diğer liflerden çok daha pahalı olması nedeniyle, miktar yerine değer karşılaştırılması yapıldığında ortaya çıkan yüzde oldukça yüksektir.


Türkiye’de İpek Böcekçiliği

Türkiye en fazla ipek üreten 10 ülke arasında yer almaktadır. Türkiye’deki ipek üretimi olabileceğinden çok daha düşüktür. Yaş koza üretiminin % 75-80’i Marmara Bölgesi’nde yapılmakta olup, bu üretimin %35-40’ı Bursa’da, diğer kısmı Bilecik, Sakarya, Balıkesir, Kocaeli ve Edirne olmak üzere diğer illerindedir. %20-25 orana sahip üretim yapan diğer illerin başında; Eskişehir, Diyarbakır, Muğla, İzmir, Antalya ve Ankara gelmektedir. Ülkemizde 42 ilde ipek böcekçiliği yapılmaktadır. Ülkemizde üretilen ham ipek, ipekli kumaş ve ipek halı üretiminde ayrıca tekstil sanayimizin çeşitli dallarında kullanılmaktadır.

Hiç yorum yok

Tema resimleri Ollustrator tarafından tasarlanmıştır. Blogger tarafından desteklenmektedir.